ÇUKUR KÖYÜ’NDE
Orta Torosların eteklerinde,
Rengârenk gökkuşağının önünde
Küçük, sade, sevgi dolu hayatlar
Sıcacık yuvalar Çukur Köyü’nde
Bir elinde çember, birinde topaç,
Bazen yarı çıplak, bazen ise aç,
Yine de umuda atarlar kulaç,
Çocuklar mutludur Çukur Köyü’nde
Geçmişten mirastır, bilmem kaç asır
Yalanla, hileyle hepten savaşır,
Onuru, nesilden nesile taşır,
İnsanlar dürüsttür Çukur Köyü’nde.
Gönül, hüzünlerden darda kaldıkça
Üst üste gelip de gözler doldukça
Çile rüzgârında can savruldukça
Dertler paylaşılır Çukur Köyü’nde.
Tabiatın eşsiz bir hazinesi,
Yeşil ardıçların ipek gölgesi,
Kınalı kekliğin, o içten sesi,
Ruhları mest eder Çukur Köyü’nde
Bir yanda dağlarda kekik kokusu
Bir yanda renklerin canlı dokusu
Bir yanda masmavi rengiyle Göksu
İnsanı büyüler Çukur Köyü’nde
Baharda yağmurlar yağar sağanak
Yazları sıcaktan kavrulur toprak,
Her gün başka söker ufukta şafak
Yaşamak farklıdır Çukur Köyü’nde.
Biraz çetin, kıvrım kıvrımdır yolu
Bazen ayaz eser seherde yeli,
Hastalık kalkanı pekmezi, balı,
Canlar şifa bulur Çukur Köyü’nde.
Kayısı, şeftali, üzüm, incir, dut,
Antep fıstığı, nar, elma ve armut,
Daha ne nimetler, ne tatlar mevcut,
Lezzetin her türü Çukur Köyü’nde.
23.11.2011 Ali AĞIR
|